İzleyiciler

22 Kasım 2015 Pazar

Ve bir gün kendini duanı yaşarken bulacaksın.




Anılarımız...
Gerçek olan ve yanımızda olan hayat kesitlerimiz.
Doğruyu yanlışı anladığımız ve bir çok kez keşke dediğimiz günlerimiz.
Zamanda geriye gitmek mümkün olsa düzelteceklerimiz...

Anılarımız sadece hatalarımız mı ?
Bize sadece keşkelerimizi mi miras bıraktılar,
Yoksa çok daha fazlası varda biz mi farkına varamayız.

Aslında her biri bir tecrübe değil mi?
Ve her biri bir çıkış kapımız olmuyor mu ?
Aslında geleceğe attığımız emin adımlarımız değiller mi?
Bakmak ile görmek arasında ki o fark gibi aslında...

Bakıyorsunuz ama göremeye biliyorsunuz,
İşte aynen öyle de Anılarınızı düşünüyosunuz ama anlayamıyorsunuz.
Hatta traji komiktir bazen içlerinde kayıp oluyoruz.
Derin kuyulara düşmüş gibi
Ya da kapısı penceresi olmayan bir odada hapis olmak gibi
İşte sizi öyle sarıp sarmalıyorlar öyle hapis ediyorlar.

Aslında olay basit.
Biz onlarız ve onlar biz...
Bizim her bir parcamız
Bizi bugünlere taşıyan bize herşeyi öğretenler.
Öyle ki artık daha çok dua etmemizi sağlayanlar.
Şükür ve Hamd Olsun diyoruz.
Hiç durmadan ve hiç yorulmadan,
Dualarımızı yüreğimizle yoğurup dilimiz ile dile getiriyoruz.
Ve hani belki de bir gün...

Kendimizi duamızı yaşarken bulacağız...

15 Kasım 2015 Pazar

KALK HAYDİ GİDELİM






Kalk haydi gidelim...
Biz bu karanlık geceden...
Bak güneş doğmuyor...
Ufuk bize karanlık oluyor...
Kalk haydi sevgili,
Gidelim biz bu geceden.
Yarınlara kalan,
Bize ümit olmuyor...

Her yerde bir şarkı,
Tutturulmuş bütün dillerde...
Sanki bir hasret...
Yazılmış göklerde...
Her kalpte bir pişmanlık
Olmayacak hayallere...
Kalk haydi gidelim..
Biz bu karanlık geceden...

Sonu gelmez yarınların
Çoktan unutulmuş dünlerin
Ve hiç doğmayacak umutların
Şarkısı bütün dillerde.
Kalk haydi gidelim...
Biz bu karanlık geceden...

Ne zaman görünecek güneş,
O kızıl ufuktan...
Ve ne zaman uyanacak insanlık,
O karanlık geceden...
Ne zaman susacak silahlar,
Ve ne zaman ağlamayacak çocuklar...
Gidelim haydi küçüğüm,
Biz bu karanlık geceden...



13 Kasım 2015 Cuma

PUSULANI ŞAŞIRMA






Sabah uyandı ve bir aceleyle işine yetişmek için hazırlanmaya başladı. Ayaküstü yaptığı kahvaltı, hızlı hızlı giyinmesi tam bir koşuşturma içinde evde işini bitirdi. Ama tam kapıdan çıkmak üzereyken çok önemli birşey unuttuğunu fark etti. Her ne kadar düşünsede aklına gelmedi ve nasıl hatırlarım diyerek kapıdan çıktı.

Bütün sabah öğlene kadar işin konuşturmacası, stresi ve telaşı içinde öğlen molasını bekledi. Güle oynaya çıktı yemek molasına... Arkadaşlarıyla yemeğini yedi sohbetini etti... Gırgır şamata bir saati geçirdi. Tam masasına oturacaktı ki yine o sabah ki duygu hatırlayamadığı o önemli işi... Bir müddet düşündü, hafızasını yokladı ama yine de bulamamıştı. Ve işine dalı verdi bir anda ansızın...

Akşam iş çıkışında ve gece yatmadan tv izlerken yine aynı duyguyu yaşadı. Çok önemli olan ve gün boyu hatırlayamadığı neydi acaba yine bir saat yarı uykulu bir şekilde düşünmüştü. Her nedense sonra tv de bir programa dalmıştı. Uyumak için yatağına gitti. Zorlanmadan güzel bir uykuya dalmıştı. Gece rüyasında güzel ve ferah bir yerdeydi. Ilk başta anlayamadı nerde olduğunu ve çevresinde bir sürü insan sanki çok önemli bir işleri varmış gibi geliyorlardı. Önünde bir sürü kişi saf olmuştu. Ve işte o an o huzur verici sesi duydu. ALLAH-U EKBER ... diye başlamıştı ezan.

O an anladı bütün gün unuttuğu önemli işinin ne olduğunu.

Allah bizlere gün içinde ki koşuşturmadan dünya işine dalıpta namazımızı unutmaktan ya da fırsat yaratıp kılamamaktan muhafaza eylesin.

HAYIRLI CUMALAR OLSUN.

12 Kasım 2015 Perşembe

Küçük bir başlangıç belki de büyük ve karışık bir adım...







Dur !!!

Daha zamanı gelmedi...

Bekle henüz çok erken.

Yaşın daha küçük önünde bir ömür var.

Bekle !!!

Herşeyin bir zamanı var.

Bu dünya da ki tek akıllı sen misin?

Korkutucu kelimeler korkutucu cümleler...
Ve mesafeli yaklaşımlar...
Önyargılı olmak hep bir sınır koymak belki de kendimize basit bir program yapmak...
Yaşam için geçerli olan tüm koşulları Hayat sonrasında da olduğunu düşünmek...
Belki de sonumuzu yeterince DÜŞÜNMÜYORUZ..
Ya da niçin burada YAŞADIĞIMIZI...

Dünya için koşuşturmak serbest iken Ebedi hayat için hep durakta beklemek...
Gelmeyecek bir otobüs mü ki...
Veya zamanı belli olmayan bir an mı ?

Daha bir çok soru cevaplanmasını bekleyen.
Bazılarının cevabı aslında kendisi olan.

Küçük bir başlangıç belki de büyük ve karışık bir adım...

11 Kasım 2015 Çarşamba








Nedendir bilmem ama uzun zaman oldu yazmayalı.
Bomboş kaldı bu beyaz sayfalar.
Aslında aklımda daima bir fikir bir düşünce var ama bir türlü toparlayıp yazamadım.
Bakalım yeniden başlamayı düşünüyorum en kısa süre de.
Ve bu boşluğa bir çözüm bulmayı.