İzleyiciler

7 Şubat 2016 Pazar

Aklımın Askılığı Yazıları - 2




Aklımın Askılığı Yazıları - 2


          Bir çok blog yazısını çekinmeden okurum. Hatta okumasını bloglarda bazen gizlice de olsa vakit geçirmesini severim. Bazılarına yorumda bırakıp kaçarım arkadaşlar yoruma cevap verseler bile bildirim almadığımdan ya da unuttuğumdan geri dönmeyişimde olabiliyor. İnsanların kendi duygu ve düşüncelerini yazıya dökmesine anlatmasına ve çekinmeden, korkmadan söylemesine hayranımdır. Bazı arkadaşlar bunu o kadar güzel ve tecrübeli yapıyorlar ki sanırsınız kırk yıllık yazarlar binlerce kitapları basılmış cilt cilt sayfalar çıkartmış ünlü yazarlar gibi her cümlesi veya her dizesi yazılarının.
          Şimdi bir kaç blogta gördüğüm hatta okurken düşündüğüm bir kaç cümleyi de burada kendi bloğumda tartışmak istedim. Ve bu yazı dizilerime de Aklımın Askılığı Yazıları olarak başlık atmayı uygun gördüm.
          Hafta içi rast gele bir bloga girdim konu başlığı dikkatimi çekmişti. Arkadaş yine yazmış kırk yıllık yazarlar gibi gayet güzel bir makale. İmla kurallarına gayet uygun akıcı ve fikirlerini sade anlamlı cümleler ile söylemiş. Kuyruk sıralarında kahvelerde ve sokakta bekleyen insanlar demiş ne de güzel vatan millet kurtarırlar. Kuyruk sırasında muhabbetlerde verir veriştirir ama oradan çıkınca unutur diyor arkadaşımız.         Ekmek kuyruğu, fatura kuyruğu ya da insan olma kuyruğu artık gerisi size kalmış...
         O kuyrukta bekleyen insanları biraz küçümsemiş biraz eleştirmiş benim biraz dediğime bakmayın ama onun pek bir tozu yok. Neden olsun ki ve olamazda zaten. Çünkü sırca köşkünden çıkıp halk arasına inmeyi bilmeyenler kuyrukta bekleyen o güzel yürekli insanımı zaten anlayamazlar. Anlasalarda işlerine gelmez neden mi çünkü onlar gibi düşünmüyorlar... Benim gibi de düşünmüyorlar bunu da dipnot olarak ekleyimde kimseler bu yazıdan siyasi bir anlam çıkarmaya kalkmasın.
         Üzülüyor tabi insan bunları görünce ve merak ediyor bunlara bu hakkı bu özgüveni ne veriyor diye...

         Biz bize sırtımızı döndüğümüzde kayıp ettik ve belki de bir daha hiç kazanamayacağız. Biz halktan kopupta kendimizi uzaylı gördüğümüzde kaybettik, Avrupa yı büyük medeniyet olarak tanıyıpta kendi soyumuzu, atalarımızı unuttuğumuzda küçümsediğimizde kayıp ettik de farkına varamıyoruz. Biz kapı komşumuzu, mahallemizi aptalca ayrımlara göre seçtiğimizde kayıp ettikde kazanabilsek.. Ve en önemlisi de biz bize saygı duymayı empati yapmayı unuttuğumuzda kayıp ettik de keşke hatırlayabilsek...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder