İzleyiciler

5 Nisan 2016 Salı

BU BİR UMUT





BU BİR UMUT


Küçük bir çocuk henüz 10 yaşında ve hiç bilmediği bir dünyaya ilk adımını atmaktaydı. Etrafı orman ile çevrili bir malikaneye girmek üzereydi. Oçok seyrettiği fantastik filmlerde ki büyük şatolara benzetmişti dışarıdan. Biraz heyecan  biraz merak ve git gide artan bir kalp çarpıntısı... Kendisi gibi bir çok çocuk vardı onunla beraber kimi ailesiyle gelmiş gibiydi etraflarında koşuşturan o yetişkinler başka kim olabilirdi ki çünkü kendisi de yalnız değildi ve bu dünyada en çok sevdiği ve hep ona destek olacak anne ve babasıyla beraber gelmişti buraya. Uzun bir yolculuktu, önce trene binmişlerdi ve -" bilinmeyene yolculuğa herkes hazır mı ? " diye bağırıyordu kondüktör.

Yaklaşık 10 saat sürmüştü bu tren yolculuğu ve süpriz olsun diye kimse çocuklarına nereye gittiklerini söylememişlerdi. Bir macera değil miydi bu ? ve bir umuta yolculuk.... İşte böyle başladı süprizlere açılan kapılardan geçerek ve her anı bir heyecan bir ümit olan yolculuk. Evet bu büyük yürekli çocuğun tek bildiği karadeniz tarafında bir yere gittikleriydi. Ama ne şehir adı duymuştu ne de ilçe. Anne ve babası gizli gizli konuşurken kulak misafiri olmuştu ; annesi -" İyi de çocuğu nereye götüreceklermiş bu eğitimi nerede vereceklermiş ? Söylesen ne kadar sürecekmiş ve bizim çocuğumuzu bu kadar özel yapan nedir ? " diye arka arkaya soruları sorarken babası cevap olarak sadece - " hanım daha kaç kere söyleyeceğim karadenizde bir şehirmiş hem güvenli hem korunaklı bir yer. Düşünsene tam bir eğitim yuvasıymış orası ve çocuğumuzun bu farklı güzel yeteneğini geliştire bileceği bir yermiş. " demişti.

Ve tren yolculuğu büyük bir ormanın kıyısında bittiğinde çocuk cevresinde uzanan ağaçlara bakakalmıştı. Bu yaşına kadar hep yan yana binalar gören bahçelerinde ki sadece iki veya üç tane kiraz ağaçlarını bilen çocuk şimdi sanki tüm ağacların toplanıp geldiği bir krallıkta gibiydi. Çeşit çeşit her biri birbirinden farklı bu ağaçlar sanki sonsuzluğa uzanıyorlardı. Bitmek bilmeyen ve gökyüzünü kapatan bir dallar kümesi vardı. Ama yine de her yer ışıl ışıl güneş dalların yaprakların arasında muhteşem şekilde dansını yapmaktaydı. Tam bir büyüleyici manzara diye düşünüyordu çocuk ve şimdiye kadar böyle bir yeri daha önce hiç görmemiş olmanın buruk üzüntüsünü yaşadı. Koşmak istiyordu ağaçların arasında kayıp olmak hatta bazılarının üzerine çıkıp en tepeye ulaşmak istiyordu. İlk bakışta bir çoğu da yoğun ve sığ dallarından dolayı buna imkan verecek gibi görünüyordular. Ancak daha yolculukları bitmemişti. Ve bu sefer biraz ileriden bir ses duydu : Genç ama tok bir ses - " Lütfen bu tarafa doğru ilerlemeniz mümkün mü ? " diye onlara sesleniyordu. Trenden inen aileler gence doğru yürümeye başlamışlardı bile ve bir anda babasını da kendi kolundan tutmuş o yana doğru giderken buldu. Annesi hemen arkalarında onlara bakıp gülümseyerek yürüyordu.

Yaklaşık bir beş dakika ormanın o güzel patikasında yürüdükten sonra kendilerini bekleyen otobüslerin bir kaçını görebilmişlerdi. Çocuk hemen saymaya başladı 3,,4,5,...9,10,.... derken 20 tane saydı gözünden kaçan var mıydı bilemiyordu. Ancak oldukca fazla bir sayıydı bu. Bir an durdu , çevresine bakmaya başladı onunla beraber tren garında bekleyenler, onunla beraber bu yolculuğa çıkanlar gerçekten bu kadar fazla mıydı? Şaşırmıştı... Otobüslere binmeye başlayan bu insanlar gerçekten nereye gitmekteydi ya kendisi bu sorunun cevabını biliyor muydu ? İlk okulda hocası ona demişti - " Umut sen gerçekten de çok farklı ve yetenekli bir çocuksun eminim ki senin için çok daha iyi bir okul bir yer var ve sen kesinlikle oraya gitmelisin. " o zaman anlamamıştı öğretmeninin ne demek istediğini ve sadece dinlemişti hiç bir tepki göstermeden. Sonra babası akşam eve geldiğinde bir sevinçle - " hanım duydun mu bugün olanları ? Oğlumuzun öğretmeni beni aradı ve bize bir okul öneri bir de telefon numarası verdi. Oğlumuzun hayatı bundan sonra çok değişecekmiş onu çok güzel günler ve arkadaşlar beklemekteymiş. Dünya üzerinde bulunan en iyi eğitim kurumlarında bir tanesine devam edecek ve bu geleceği için çok iyi olacakmış. " demişti. Evde süren uzun sohbet ve konuşmalar sonrasında da bu yolculuğa çıkmışlardı.

5 yorum:

  1. Sanki yarida kaldi gibi devami gelecek mi? Merak ettim nereye gittiklerini.

    YanıtlaSil
  2. Evet devamı geldi ikinci bölümü de ekledim. Elimden geldiğince küçük bir hikaye şeklinde yazacağım

    YanıtlaSil
  3. Okurken Harry Potter 'Felsefe Taşı' canlandı gözümün önünde, onu da çok sevmiştim, yazınızı da keyifle okudum..
    Merakla takip edeceğim. Sevgiler,

    YanıtlaSil
  4. Teşekkür ederim beğenip sevmeniz ben mutlu etti. Bakalım 2.bölümün bir kısmını da yazdım yayınladım inşallah güzel olur

    YanıtlaSil
  5. Sürükleyici bir hikaye olmuş elinize sağlık. :)

    YanıtlaSil